GİRİŞ
Uyuşturucu madde suçları, ceza hukukunun en karmaşık ve uygulamada en
çok tartışmaya yol açan alanlarından biridir. Bir kişinin uyuşturucu maddeyi kişisel
kullanım amacıyla mı yoksa ticaret amacıyla mı bulundurduğu sorusu, yalnızca verilecek
cezayı değil, aynı zamanda kişinin yargılama sürecinde nasıl değerlendirileceğini de
belirlemektedir. Bu ayrım, Türk Ceza Kanunu’nun 188 ve 191. maddelerinde
düzenlenmiştir; ancak uygulamada birçok belirsizliği beraberinde getirmektedir.
MEVZUAT HÜKÜMLERİ
Bu yazıda, sahada avukatlık yaparken en çok karşılaştılan uyuşturucu madde
davalarında öne çıkan temel bir ayrımı inceleyeceğiz: SANIK, BU MADDEYİ KENDİ
KULLANIMI İÇİN Mİ ALMIŞ, YOKSA TİCARİ BİR AMAÇ MI GÜDÜYOR? Elbette
bu sorunun cevabı yalnızca yargılamanın değil, mahkumiyetin şekillenmesinde de
belirleyici olmaktadır. Uygulamada yaşanılan kafa karışıklıkları, çelişkili kararlar ve bazı
dosyalarda adeta ‘şansa bağlı’ denebilecek hükümler, bu ayrımın ne kadar sorunlu
olduğunu gösteriyor.
Türk Ceza Kanunu’nun 188. maddesi, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal
ve ticaretini ağır ceza yaptırımlarıyla cezalandırmaktadır. Bu madde uyarınca, uyuşturucu
madde satan, başkalarına temin eden ya da bu amaçla elinde bulunduran kişiler 10 yıldan
30 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaktadır. Buna karşılık 191. madde, kullanmak
amacıyla uyuşturucu madde bulunduran kişilere yöneliktir ve öncelikle tedavi ve denetimli
serbestlik gibi önleyici ve iyileştirici tedbirleri öngörmektedir.
MEVZUAT NE DİYOR?
Türk Ceza Kanunu’nda bu konuyu düzenleyen iki temel madde var: TCK 188
ve TCK 191. 188. madde, uyuşturucu ticaretini düzenliyor ve ağır yaptırımlar içeriyor. 191.
madde ise daha çok kişisel kullanımda kalmış vakalar için. Ancak kanun net gibi görünse
de, bu maddelerin uygulamada nasıl ayrıştığı çoğu zaman tartışmalı hale geliyor
YARGITAY KRİTERLERİ VE İÇTİHATLAR
DOSYA ÜZERİNDEN BU AYRIMI YAPARKEN MAHKEMELER NELERİ DİKKATE
ALIYOR?
Yargıtay, kullanıcı-tüccar ayrımı yapılırken bazı kriterleri esas almaktadır.
Bunlar arasında maddenin miktarı, ambalajlanma şekli, sanığın sosyal durumu ve
ifadeleri gibi unsurlar öne çıkar:• MADDENİN MİKTARI VE AMBALAJLANMA ŞEKLİ: Her zaman belirleyici
olmamakla birlikte ilk bakılan kriterdir ‘Bu kadar maddeyi tek başına kullanamaz’
yorumu çok sık duyduğumuz bir cümledir. Yargıtay 10. Ceza Dairesi, 16.03.2021 tarihli
kararında (E.2020/5361, K.2021/1589), ele geçirilen maddenin kullanım sınırını aşması ve
paketleme şeklinin satışa uygun olması halinde TCK 188’in uygulanabileceğine karar
vermiştir.
geliyor. Yargıtay 20. Ceza Dairesi, 04.02.2022 tarihli kararında (E.2021/4975,
K.2022/841), hassas terazi ve boş kilitli poşet gibi materyallerin bulunmasını ticari kastın
göstergesi olarak kabul etmiştir.
maddeye erişim şekli de dikkate alınıyor. Ceza Genel Kurulu’nun 25.06.2013 tarihli
kararında (E.2012/534, K.2013/15), sanığın yaşam tarzı, uyuşturucuya erişim biçimi ve
maddi durumu gibi faktörlerin bütüncül şekilde değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
ifadesinde maddeyi kullandığını söyleyip sonra ‘benim değil’ demesi gibi çelişkiler çoğu
zaman aleyhine yorumlanıyor Kolluk ve mahkeme nezdindeki beyanlar, fiilin niteliğini
belirlemede yardımcıdır; ancak çelişkili beyanlar sanık aleyhine değerlendirilebilmektedir.
UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR
aynı miktarda maddeyle yakalanan kişiler farklı biçimlerde yargılanabilmektedir.
dosyalarda yalnızca madde miktarına bakılarak hüküm kurulması, adil yargılanma hakkını
zedelemektedir.
değerlendirilmesi, içtihat birliğini bozmaktadır.
SONUÇ VE ÖNERİLER
Uyuşturucu davaları, yalnızca hukuki değil, aynı zamanda sosyal yönü çok
güçlü davalardır. Mahkemelerden beklentimiz, sanığın bireysel durumunu da dikkate
alarak, toplumun zararını azaltan ama bireyin de yeniden topluma kazandırılmasını
mümkün kılan kararlar vermeleridir. Yasa koyucuya düşen görev ise kişisel kullanım
sınırını net şekilde tanımlamak ve yargı mercilerine daha uygulanabilir kılavuzlar
sunmaktır. Avukat olarak bizlerin görevi ise müvekkilin yaşam öyküsünü, alışkanlıklarını
ve maddi durumunu somutlaştırarak dosyaya yansıtmak olmalıdır.
Uyuşturucu madde suçlarında kullanıcı-tüccar ayrımının daha öngörülebilir
ve nesnel ölçütlere bağlanması gereklidir. Kişisel kullanım sınırları bilimsel veriler ışığındamevzuata yansıtılmalı, Yargıtay kararlarıyla içtihat birliği sağlanmalı ve TCK 191
kapsamında alternatif tedbirlerin uygulanabilirliği artırılmalıdır. Böylece hem ceza adalet
sistemi hem de bireysel haklar yönünden daha dengeli bir uygulama mümkün hale
gelecektir.
LEX-RUHA HUKUK VE DANIŞMANLIK
AV. ŞÜHEDA SAVAŞ
Oct, 11 2025
Jul, 10 2025
Jul, 03 2025
Jun, 28 2025
Jun, 16 2025